Şiir, Aşk, Turşu, Çiroz, Nâzım ve Vera…
Bu bir;
Cuma sonrası,
Pazar öncesi,
“Cumartesi Edebiyat” yazısıdır dostlar…
İlgilileri tarafından okuna…
Evet, Cumartesi’dir günlerden ve
Günah işleme özgürlüğü olan bu tek günde,
Bu yasak Corona günlerinde,
Yüreklerde bir farklı tat bırakmak amaçlı;
Konumuz,
Yine Aşk ve Şiir’dir…
Konumuz,
Yine Aşk ve Şiir’dir…
Hem “Aşk ve Şiir” denildiğinde hemen ilk akla gelen;
Bir dünya şairi Nâzım’ın,
Turşu ve çirozu Şiir’de kullanarak,
Turşu ve çirozu Şiir’de kullanarak,
Vera’nın kalbini nasıl fethettiğinin hikâyesidir…
*****
Bilirsiniz dostlar!.
Şiir, bahanesidir hayatın,
Aşk ise, Şiir’in!…
Şiir, bahanesidir hayatın,
Aşk ise, Şiir’in!…
Şiir, Aşk, hayat ve Nâzım…
Nâzım’ın güneş burcunun,
Yine, yeniden Aşk’ın etkisine girdiği zamanlardan birinde,
Usta’nın,
Eros’tan da yediği okun şiddetiyle;
Yine, yeniden Aşk’ın etkisine girdiği zamanlardan birinde,
Usta’nın,
Eros’tan da yediği okun şiddetiyle;
Moskova’da bir toplantı esnasında tanıştığı bir tatlı kadına,
Vera’ya bir anda vurulması
ve O’nun da kâlbini çalmak arzuları arasında…
Vera’ya bir anda vurulması
ve O’nun da kâlbini çalmak arzuları arasında…
Yine âşıktır Nâzım
Ve Şiir’ler yine doğacak kıvamdadır.
Ve Şiir’ler yine doğacak kıvamdadır.
Duygular yeniden yağacak kıvamda
ve yürek
ve o koca Şiir yürek
İmgelerin en erişilmez doruğunda….
Vera’ya Şiir’ler yazıyordu Usta;
Yazıyordu,
Yazıyordu…
O dizeler;
Usta’nın yüreğinden süzülüp,
Merhemli parmak uçlarında anlam buluyordu…
Her fırsatta bu Şiir’leri Vera’nın yüzüne okuyor,
Türlü türlü hediyeler de alarak kur yapıyordu…
Türlü türlü hediyeler de alarak kur yapıyordu…
*****
Gerisini Vera’nın ağzından dinleyelim:
“Nâzım atağa kalkmıştı adeta.
Bu durum, her haliyle belli oluyordu.
Bana, henüz genç olduğunu kanıtlamaya karar vermişti…
Bu durum, her haliyle belli oluyordu.
Bana, henüz genç olduğunu kanıtlamaya karar vermişti…
O’nu unutmam şurada dursun,
Kendisinden bir dakika bile kopmama olanak vermiyordu…
Kendisinden bir dakika bile kopmama olanak vermiyordu…
Günde on kere telefon ediyordu mesela.
An be an,
Hep ve sürekli beni görmek istediğini söylüyordu…
Hiçbir şey umrunda değildi.
O anda çalışıyor oluşum,
Evli oluşum,
Kendisiyle telefonda konuşmamın kimi kez uygun olmayışı
ve çoğu kez olanaksızlığı…
O anda çalışıyor oluşum,
Evli oluşum,
Kendisiyle telefonda konuşmamın kimi kez uygun olmayışı
ve çoğu kez olanaksızlığı…
Açıyordu telefonu…
Senaryo bölümünden bir an ayrılmayayım,
Hemen dört katlı stüdyoda aramaya başlıyorlardı beni.
Nâzım telefondaydı…
Hemen dört katlı stüdyoda aramaya başlıyorlardı beni.
Nâzım telefondaydı…
Ya kendisi getiriyor ya da şoförüyle kocaman pastalar,
Kutu kutu çikolatalar,
Çiçekler gönderiyor
ve daha türlü türlü şeyler yapıyordu…
Kutu kutu çikolatalar,
Çiçekler gönderiyor
ve daha türlü türlü şeyler yapıyordu…
Tek amacı vardı:
O’na ilgi duymamı sağlamak…
Bunun için yapamayacağı şey yok gibiydi…
Dumas’nın, Dostoyevski’nin romanlarında;
Kadınlara nasıl kur yapılıyorsa, öyle kur yapıyordu…”
Kadınlara nasıl kur yapılıyorsa, öyle kur yapıyordu…”
*****
Nâzım kendi gibi sıra dışı bir kadına âşık olmuştu.
Vera, çikolatalarla tavlanacak bir kadın değildi…
Vera, çikolatalarla tavlanacak bir kadın değildi…
Yine elinde çiçeklerle Vera’ya gittiği bir gün,
Vera’nın iş arkadaşı Rais öğüt verdi Nâzım’a:
“Eğer O’nu hoşnut etmek istiyorsanız;
Hıyar turşusu, çiroz gibi şeyler getirin de,
Bakın o zaman nasıl sevecek sizi…”
Hıyar turşusu, çiroz gibi şeyler getirin de,
Bakın o zaman nasıl sevecek sizi…”
Ve bu öğütten sonra;
Litre litre turşular
Litre litre turşular
ve yeni dumanı üstünde Şiir’ler,
Vera’nın masasına doluşmaya başladı…
Vera’nın masasına doluşmaya başladı…
Sonrası mı?
Sonrası hepimizin mâlumu!…
Sonrası hepimizin mâlumu!…
Turşu ve çirozla karışık Şiir de girince devreye,
Nâzım;
Turşu ve çirozu Şiir’e bağlayan
ve bunlarla kâlp çalan ilk erkek olarak tarihe geçiyordu…
Nâzım;
Turşu ve çirozu Şiir’e bağlayan
ve bunlarla kâlp çalan ilk erkek olarak tarihe geçiyordu…
Sahi, Sevgi neydi?
Sevgi, emek’ti dostlar.
Sevgi, ilgi göstermekti.
Bir olmaktı, O’nunla tamamlanmaktı, kendinden geçmekti…
Sevgi, emek’ti dostlar.
Sevgi, ilgi göstermekti.
Bir olmaktı, O’nunla tamamlanmaktı, kendinden geçmekti…
Sevgi, düşünmekti.
Sevilmeyi beklemeden, ibadet edercesine sevmekti…
Sevilmeyi beklemeden, ibadet edercesine sevmekti…
Şiir olsun hayatınızda dostlar…
Şiir’i yazan, yazdıran, yaşayan ve yaşatan da…
Aşk mı?
Daima…
Daima…
YAZARIN SON YAZILARI
- Fikret KIZILOK - 21 Eylül 2021
- “Eller ve Şiir ve Şair” - 10 Eylül 2021
- Walking Dead Özkan - 31 Ağustos 2021
- Stefan ZWEIG - 18 Ağustos 2021
- Rüştü ONUR - 2 Ağustos 2021
- ŞİİR VE AŞK… - 14 Temmuz 2021
- Frida KAHLO - 5 Temmuz 2021
- Adile NAŞİT - 16 Haziran 2021
- Türkçemiz ve Şiir - 7 Haziran 2021
- Pablo Neruda ve Nazım - 4 Haziran 2021
ZİYARETÇİ YORUMLARI
YORUM YAZ