Sayfa 33 -
$ DOLAR → Alış: 37,98 / Satış: 38,13
€ EURO → Alış: 43,18 / Satış: 43,36

Stefan ZWEIG

Baha Akıner
Baha Akıner
  • 18.08.2021

Stefan ZWEIG, Friderike Maria’dan henüz ayrılmıştır.

Bir davet sırasında Charlotte E. Altmann ile tanışır…

Sonrasında; ömürlerinin sonuna kadar, isminden bir parçayla birlikte Aşk kelimesini harmanlayarak “Lovve” diye seslendiği Charlotte’ye, görür görmez âşık olur…

82 yıl önce bugün, 19 Ağustos 1939’da yıldırım nikâhıyla evlenirler…

“Kader” derler ya adına, birbirlerine yazılı kaderleri; bu birbirine âşık iki insanın yaşamalarına, sadece 2 buçuk yıl olanak tanır…

*****

Tarih, 22 Şubat 1942. Yer, Brezilya…

“Bir sabah hizmetçi kız koşakoşa gelip şaşkınlık içinde:

‘Gelin, onlar öldü!’ diye haykırdı.

Ben, ‘Kimler?’ diye dehşetle sordum.

Hizmetçi kız: ‘Onlar, onlar öldü!’ diye bağırdı yeniden…

Sokağa fırlayıp ZWEIG’ların evine koştum ve onları birbirlerine sımsıkı sarılmış yatar buldum. ZWEIG’lar birbirlerine öyle sımsıkı sarılmışlardı ki;soğumuş olan vücutlarını birbirlerinden ayırmak için, bazı uzuvlarını kırmak gerekti…”

Stefan ZWEIG’ın Brezilya’daki komşusu ve dostu Nobel Edebiyat Ödüllü Gabriela MISTRAL, ZWEIG’ların ölümünü böyle anlatıyor…

*****

Stefan ZWEIG, eşiCharlotte ile birlikte intihar etmişti, etmesine de; peki ama ününün doruğunda, sevdiği kadın yanında, savaşlardan oldukça uzakta, doğayla iç içe bir ortamda, Devlet başkanı gibi saygı gördüğü,Brezilya’da yaşayanZWEIG’ın intihar nedeni ne olabilirdi? Hangi gerekçeler onu intihara sürükleyebilirdi?

Ünlü Avusturyalı yazar Stefan ZWEIG, Nazi Almanyası’nda yaşamış ve yıllarca bunun utancını yaşamıştır…

Dönemin en önemli yazarlarından ZWEIG, eşi Charlotte ile birlikte,Avusturya – Salzburg’daki evlerinde yaşıyorlardı…

ZWEIG; romantik yapıya sahip duygulu, coşkulu ve tutkulu biriydi. En büyük ülküsü ise, savaşlarlaboğuşan Avrupa’nın, o eski barışçıl günlerine dönmesiydi. Bunun için çok çabaladı, birçok ülkede konuşmalar yaptı. Konferanslar düzenledi. Ama savaşı engelleyemedi. Çünkü insanlar adeta çıldırmış gibiydi. Savaşı istememek vatan hainliğineeşdeğerdi. Medya aracılığıyla siyasiler, insanlar üzerinde manipülasyonlarla, öylesi hâkimiyet kurmuştu ki; en milliyetçi sloganlara sahip liderin peşinden kitleler sürükleniyordu…

Hitler’in iktidarı tek başına ele geçirdiği 1934 senesinden sonra,Yahudi kökenli olan ZWEIG’ın, Avusturya’da yaşama imkânı kalmamıştı. Yaşayan en popüler yazarlardan olan ZWEIG’ın yapıtları; Artık meydanlarda yakılıyor, yayımlanması yasaklanıyor ve o da buna daha fazla dayanamayarak; önce İngiltere, sonra Amerika ve en sonunda da, hayatının sonuna dek yaşayacağıBrezilya’nın Petropolis kentine yerleşiyordu. Vatanı Avusturya işgâl edildikten sonra, artık vatansızdı da…

Adım adım tırmandığı zirveden, bir itmeyle boşluğafırlatılmış gibiydi. İnsanlar toplu halde katlediliyor, tarihi şehirler acımasızca bombalanıyor ve savaş tüm dünyaya dalga dalga yayılıyordu…

ZWEIG; savaş zamanlarında, erdemli bir insanın sorması gereken sorunun “Nasıl hayatta kalırım?” sorusundan çok “Nasıl insanlığımı korurum?” olduğunu savunan biriydi.Toplama kampları yavaş yavaş duyulmaya başlanmıştı bile…

Bir yazar olarak; insan evladının, tarih boyunca erdemden en çok uzaklaştığı anlara şahit olması çok zoruna gidiyordu.Keder içindeydi. ZWEIG gibi hümanizmle dolup taşan biri, erdemin yok oluşuna daha ne kadar tahammül edebilirdi?

*****

21 Şubat 1942 sabahı; ZWEIG kararını kesin olarak vermişti, intihar edecekti. Önce Petropolis postanesine gitti ve zarfların birine “Satranç” adlı yapıtının müsveddelerini koyarak,Amerika’daki yayımcısına yolladı…

Bu yapıt; ZWEIG öldükten sonra, aralık ayında Brezilya’da Almanca olarak yayımlanacaktır…

Aynı gece ise yanında karısı dışında bir kişi daha vardı, yakın arkadaşıErnst FEDER.

Bu O’nun son gecesiydi ve ZWEIG, o son gecesinde dostu FEDER ile satranç oynadı…

Ertesi gün, 22Şubat 1942’de yanında karısı Charlotte varken, son mektubunu 20 yıla yakın bir süre evli kaldığı, eski eşiFriderike’ye yazar ve şunları söyler:

“Hayata kendi dileğimizlebaşlamıyoruz, Oysa ölümü seçmekte özgürüz. Bu kararı aldığımdan beri ne denli rahatladım, bilemezsin…”

ArkadaşıFEDER’iuğurladıktan bir süre sonra, 61 yaşındaki ZWEIG, henüz 33 yaşında olan karısıyla birlikte zehir içerek intihar etti. Bir mektup bırakmıştı. Mektupta,

“Bütün dostlarımı selamlarım!

Umarım, uzun gecenin ardından gelecek olan sabahın ışığını görebilirler!Ben; çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum.Artık güneşin doğmasını bekleyecek gücüm kalmadı.Ama siz, yeni doğacak güneşi mutlaka bekleyiniz!…” yazılıydı…

“Yeni doğacak güneşi mutlaka bekleyiniz…” diyerek sonsuzluğa uçtu Stefan ZWEIG…

*****

Brezilya hükümeti, O’na yaraşır bir devlet töreniyle cenaze merasimi düzenler.Başta devlet adamları ve generaller olmak üzere, ülkedeki büyük yazarlar ve sanatçılar ve elbette Brezilya halkı bu devasa törene katılır. Resmi bir tebliğ olmamasına rağmen, kentteki tüm dükkânlar kapanır…

İnsanlığınyetiştirdiği en hümanist ve en büyük yazarlardan Stefan ZWEIG, görkemli bir törenle Brezilya imparatorunun yanına defnedilir…

Aynı, otobiyografisi olan “Dünün Dünyası”ndaki bitiş cümleleri gibi:

“Her gölge, sonunda yine de ışığınçocuğudur. Ancak aydınlıkla karanlığı, savaşlabarışı, yükselişlealçalışı yakından tanımış olan kişi, hayatı gerçekten yaşamış sayılır…”

O; hayatı tüm karşıtlıklarıyla gerçekten yaşamış ama ölümü seçmiş biriydi. Böylece ölümsüzlüğeulaştı. Geride sayfalarından hayat fışkıran yapıtlar bıraktı ve insanlığın ebedi umut kaynaklarından biri oldu…

*****

Dediği gibi:

“Ve insanların arasında,

Yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur…”

Ne kadar derin ve anlamlı değil mi?

Anısına ve muhteşem üretimlerine saygıyla…

YAZARIN SON YAZILARI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ